Çeşitliliği benimsemeyen, başka kişi ve gruplara karşı olumsuz tutum ve davranışlar sergileyen kişi ve grupların olduğu da bir gerçekliktir. Bu durumun toplumsal barışı zedelememesi için özen gösterilmeli ve tedbirler alınmalıdır.
Toplumların çeşitlilik ve barış içinde bir arada yaşaması ve varlığını sürdürmesi; ön yargı, kalıp yargı, sosyal dışlama ve ayrımcılığı ortadan kaldırmakla mümkündür. Bu kavramların kısaca tanımlanmasında yarar vardır.
Ön yargı; bir olay, kişi, durum vb. konusunda yeterli bilgiye sahip olmadan oluşturulan kanı veya tutumlardır. Söz konusu kanı, olumlu veya olumsuz olabilmektedir. Ön yargılar ebeveynlerden, akran ve çeşitli sosyal gruplardan alınabilir. Ön yargılar daha çok olumsuz duygularla ilişkilidir.
Örneğin “Görme engellilerin günlük yaşamda kendi işlerini kendilerinin yapabileceklerine inanmıyorum.” cümlesi bir ön yargıdır. Kalıp yargı; bir gruba veya grup üyelerine yönelik, aşırı genelleştirilmiş, kişilerin bireysel farklılıklarını gözardı eden, hepsine olumlu ya da olumsuz ortak özellikler yükleyen, çoğunlukla ön yargılı düşüncelerdir. Çeşitli milletler için söylenen “cimri, açgözlü” vb. sözler bu tür yargılardır.

Hak ve özgürlüklerimizi kullanamamamız bir sosyal dışlamadır.
Sosyal dışlama; bireylerin, grupların ya da toplulukların toplumla sosyal bağlar kurmaktan yoksun bırakılması sürecini ifade eder. Sosyal dışlama kavramının birbiriyle örtüşen üç farklı kullanımı söz konusudur. Birincisi, toplumsal hak ve özgürlüklerin önüne set çekme, bunların kullanılmasına engel olma biçiminde tanımlanır.
İkincisi, toplumun genelinden toplumsal ya da normatif bakımdan tecrit edilme durumu olarak ele alınır. Üçüncüsü ise çok kültürlü toplumlarda görülen aşırı marjinalleştirme ya da çizgi dışına itme biçiminde uygulanır. Bu uygulamayla kimi kişi ve grupların hak ve özgürlüklerini kullanmalarına engel olunur. Bireylerin ekonomik, toplumsal ve kültürel olanaklardan yoksun kalması, toplumdaki kimi görüş ve anlayış biçimlerinin çizgi dışına itilmesi ya da aykırı bulunması da birer sosyal dışlamadır.
Ayrımcılık ise bir kişiye veya gruba karşı gösterilen olumsuz tutum ve davranışların tümüdür. Ayrımcılık ön yargılardan beslenebilir. Ayrımcılık, bir gruba ya da grup üyelerine karşı hoşlanmama, onları hor görme, onlardan nefret etme gibi tutumlara da yol açabilir. Bütün bu uygulamalar sıkça yaşanır ise toplumun bir arada barış içinde yaşamasına engel olabilir. Onun için ön yargı, kalıp yargı, sosyal dışlama ve ayrımcılık konusunda dikkatli davranmalıyız.
Yaptığımız her ayrımcı uygulamanın birlik ve beraberliğimizi bozan bir unsur olabileceğini akıldan çıkarmamalıyız. Sosyal dışlama ve ayrımcılığa uğrayan kişi veya grup zaman içinde toplumla bağını zayıflatabilir ve bir süre sonra da bu bağı koparabilir. Bu da toplumsal çeşitliliğe zarar verdiği gibi birlik ve bütünlüğü de bozabilir. Bu tür uygulamalarla karşı karşıya kaldığımızda veya şahit olduğumuzda mutlaka karşı çıkmalıyız.
Ayrımcılık konusunda eleştirel becerimizi geliştirerek kendimiz ya da başkaları ayrımcılığa uğradığında tepki gösterebiliriz.
Henüz Yorum Yok "Ayrımcılığa Karşı Çıkmak"